Super Meat Boy Eğlenceli bir Oyun




abancıların "indie" olarak adlandırdığı bağımsız oyun yapımcılarına ve elbette oyunlarına bir süredir -iyi ki- fazlaca muhatap oluyoruz. Bağımsız deyince akıllara sıra dışı, gudik olayların ve mekânların peşinden koşan karakterlere sahip, nihayetinde sınırlı sayıda kullanıcıya hitap eden, zaman zaman "entel işi" kalan oyunlar gelmesi muhtemeldir ve genelde bu tarz oyunlar, formülleri nedeniyle kemik oyuncu kitlesi tarafından pek sevilmez. Sorun değil, zamanla sevecekler. Kişi, lüks arabaların yarışına dâhil olmaktan, elde silah bir tabur adam vurmaktan, ucube uzaylıları dize getirmekten bir süre sonra sıkılabiliyor ki, benim son yazdığım inceleme yazılarından bunun böyle olabileceğini rahatlıkla görebilirsiniz. Bağımsız oyun kapsamında yer alan Windosill, VVVVVV gibi manyaklık abidesi oyunlar ilgimi daha fazla çeker, beni karşılarında daha fazla esir eder oldu geçtiğimiz dönemde. Bu "manyaklık abidesi" oyunlara şimdi de Super Meat Boy eklendi.

Bazıları az pişmiş sever

Alışık olduğumuz Mariovari oynanışa sahip oyunda konu yine hatun kurtarma üzerine kurulu. Dr. Fetus, bizim et çocuğun kız arkadaşı Bandage Girl'ü oyunun daha ilk sahnesinde gayet komik ve Street Fighter 2'ye saygı duruşu niteliğinde bir sahne ile kaçırır. Bu, oyun boyunca başımıza gelecek yalnızca ilk kaçırma olayıdır. Standart "Prenses bu kalede değil!" geyiğine benzer biçimde biz de her bölümün sonunda tam hatunu kavradık derken, Dr. Fetus ortama dalarak kaçırma işlemini yineler. Tam da burada oyunun kız arkadaş kurtarma geyiği üzerine kurulu olduğunu düşünüp "amaaan bu ne be, çocuk işi!" diyenlerin olduğunu duyar gibiyim (yalan tabi), sakın ha öyle düşünmeyin. Oyunun tanıtım videolarından biraz zorlayacak eğlenceli bir platform oyunu olduğunu tahmin ediyordum fakat oyunu oynadıktan sonra, saç baş yolduracak derecede zor ve hakikaten oturup bölüm üzerine taktik geliştirmek zorunda kalınabilecek bir oyunla karşı karşıya olduğumu acı bir şekilde öğrendim. Oyunun çıkan ilk sürümünde benim emektar gamepad sıkıntı çıkarmış, bir süre klavyeden oynamak zorunda kalarak cinnet getirmiştim. Neyse ki geçtiğimiz günlerde çıkan üçüncü yama sayesinde gamepad ile yoluma devam ettim de işler az daha rayına girdi. Diyeceğim o ki, klavyenizi sevmiyorsanız bile (oyunun ortalarında kesin bozulur çünkü) oyunu klavyeyle oynamaya çalışmayın.




Oyun yapısı başka platform oyunlarından arak; karakterimiz Meat Boy yeri geliyor Mario gibi koşarken hızlanabiliyor, Sonic gibi kocaman kocaman zıplayabiliyor, MegaMan gibi duvarlardan destek alıp zıplayabiliyor. Ama hepsinden önemlisi onun dünyası. Bambaşka bir âlem bizim et çocuğun bulunduğu ortam, biraz kaotik, biraz sıkıntılı, bazen komik. Ama hep çok yaratıcı. Oyunda yapmamız gereken mümkün olan en kısa sürede sağdan soldan zıplayıp, dikenlere, tuzlara, yaratıklara çarpmadan, bölümde varsa anahtarlarla gerekli olan yerleri açıp/patlatıp kızı kurtarmak. Zaman ilk etapta çok önemli değil fakat bazen aşırı zor farklı yerler, bazense normal bölümlerin zorlaştırılmış hali olan "Karanlık Dünya"daki bölümleri oynamak istiyorsanız mekânı kısa zamanda bitirmeniz icap ediyor. Ben kasmama rağmen çoğu bölümde bunları açtıramadım, açtırmak için uğraşacak kadar da sabırlı değilim. Kaç kere bizimkiler odaya gelip "neye bağırıyorsun oğlum" diyerekten durum tespiti yaptı, çok acayipti hakikaten, Allah kimseye yaşatmasın böyle şeyleri! (ne diyorum ben, bi saniye) Oyun sırasında sıkılırsanız farklı karakterleri seçerek yolunuza devam da edebiliyorsunuz ve bunun için gerekli olan yegâne şey, bölümlerde bulunan (genelde toplanamayacak kadar zor yerlerde oluyorlar maalesef) yara bantlarını toplamanız. Ha yara bandı da topladınız, bölümü de kısa zamanda bitirdiniz, "e bunu keşke kaydetseydik" bile dediniz. Oyun bu noktada da imdada yetişiyor ve oynayıp bitirdiğiniz bölümlerin kaydedilmesi hizmetini de (kayıtlardaki tarih kısımlarına bakın, yarılma garantili) layıkıyla gerçekleştiriyor.

Teknik detaylar

Oyun alabildiğine el emeği, göz nuru. Oynarken flash oyun tadı alıyorsunuz her saniye. Bilhassa ara sinematikler -zaman zaman gaddar olsa da- çok eğlenceli ve akıcı. Oyunun açılış sinematiğinde çokça güldüm, eski oyuncular ana menüden bile bir yığın ayrıntı çıkaracaklardır, ben konuşmayayım daha fazla. Dolayısıyla grafik beklentiniz fazla olmasın. Ses konusunda retro yapı hâkim olsa da arka planda çalan parçalar çok hoş ve genelde döngü olarak devam ediyor; buna rağmen zerrece rahatsız etmiyor oynayanı. Eğer oyunun son yaması çıkmasaydı kontrol kısmından kötü bahsedecektim çünkü dediğim gibi öncelikli olarak Xbox 360 kontrolcüsü istiyor oyun. Ama benim 12 liraya aldığım (pazarlıksız fiyat) dandirik marka gamepad gayet güzel anlaşıyor oyunla. Oyunu her açışınızda gamepad kullanmanız konusunda farklı farklı ve komik önerilerde bulunuyor oyun, bu da ayrı bir güzellik.

Son sözler

Boss dövüşleri inanılmaz eğlenceli ve bir o kadar da zor olan, 300 bölüm barındıran, klişe tema ile yaratıcılık heykellerini yan yana bulabileceğiniz, süper garip bir kahramana sahip, kanlı canlı etli bir oyun arıyor ve bulamıyorsanız işte Super Meat Boy. Başkalarının milyon dolar döküp piyasaya sürdüğü zevk vermeyen, kocaman kocaman isimli ve ebatlı oyunlara inat böyle ufak ve adı sanı belli olmayan yaratıcı yapımlar sayesinde bilgisayar karşısında eskisi gibi keyifli ve hırslı saatler yaşayabiliyorum. Yara bantlarını uğraşıp toplayamasam da :)

0 yorum yapıldı:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda küfür,hakaret,argo kelimeler kullanmayınız.

 
Copyright 2011 Arşiv Merkeziniz. Designed by Arsivmerkezi.